Fakat vücut tarafında en çok görülen tipler tip 1,2 ve 3’tür. Peki bu kollajen tipleri ne işe yarıyor?
Temel görevi vücut dokusunu bir arada tutmak olan tip 1 kollajen vücutta en çok bulunan kolajendir. Vücut dokusundaki parçaları oluşturan eozinofilik liflerden oluşur. Vücuttaki tendon ve bağlarda bulunur. Kemikleri destekler, cildi korur, elastiklik sağlar, dokuları bir arada tutar, yaraların iyileşmesini sağlar, tendon ve kasları birbirlerine bağlar, dişleri sağlamlaştırır. Vücutta bulunan tip 1 kollajen gün geçtikçe azalmaya başlar. Bunu önlemek için besin takviyelerinin alınması, cilt sağlığı açısından önemlidir.
Tip 2 kolajen, tip 1 kolajenden sonra vücutta en çok görülen kolajen tipidir. Kıkırdak matrisi tarafından üretilir. Eklem sağlığı ve kıkırdak oluşumu için önemli bir yerdedir. Ana yapısı olan kıkırdak matrisi ise kıkırdak içinde yer alan sıvı benzeri bir dokudur. Akışkan ve saydamsıdır. Eklem ağrılarına, eklem hastalıklarında yardımcı etken görevindedir. Tip 2’nin vücutta azalmaya başlaması tip 1’e göre daha yavaş fark edilir. Azalması normal olarak kabul edilebilir.
Tip 3 kolajen organlarımızı ve cildimizi oluşturan matristen oluşmaktadır. Kan dokusunu oluşturmaya yardımcı olan 3. Tip kolajen bir yandan da cildin esnekliğini ve sıkılığını korunmasında yardımcı rol oynar. Kasları ve organları desteklemenin yanı sıra damalara da elastiklik vererek damar yırtılmalarının önüne geçer. Kırışıklıkları azaltır ve sindirim ve kemik matrisi gibi sistemleri destekler. Cildi nemlendirir, hasar görmüş tırnakları onarır, ince telli saçı gürleştirir. Yokluğunda kalp ve damar yolu hastalıkları görülebilir. Özellikle kalp krizi riski tip 3 kolajenin yokluğunda oldukça fazla görülen bir rahatsızlıktır.
Kullanım süresi yaşa göre değişen kolajenin etkisini görebilmek için en az 3 ay hiç ara verilmeden kullanılması gerekir. Kolajen takviyelerine genellikle 20’li yaşlarda başlanır. 20’li yaşlardan sonra ise ihtiyaca göre kolajen takviyesi kullanıma başlanır. Kolajenin doğru kullanımı oldukça önemlidir. Kolajenler birçok formda karşımıza çıkar. Kolajenlerin 3 türü bulunmaktadır bunlar toz kolajen, sıvı kolajen, tablet veya kapsül kolajenlerdir. Toz kolajenler, adından da anlaşılacağı üzere toz formdadır. Birçok yemek ve içecek ile kullanıma uygundur. Tekli şase veya kavanoz şeklinde satılır. Sıvı kolajen, toz kolajenin su ile karıştırılarak oluşturan formudur. En kolay takviye yöntemidir. Tablet veya kapsül kolajen, toz kolajenin tablet veya kapsül hale getirilmesi ile oluşan kolajen türüdür. Yaygın bir kullanıma sahip olmasının yanında en düşük kolajen miktarı olan formdur.
Kolajen eksikliği vücutta pek çok değişikliğe neden olur yaşlanmayla birlikte bu proteinin tüketimi azalır bu yüzden takviye alınması gerekir. Kolajen besin takviyeleri farklı formlarda tercih edilen, en popüler besin takviyeleri içinde yer almaktadır. Kolajen takviyeleri bazı ilaçları kullanan kişilerde veya belirli hastalığı bulunan bireylerde olumsuz sonuçlara yol açabilir. Kolajen eksikliği bulunmayan hastalarda da fazla kolajen kullanımı olumsuz etkilere yol açabilir. Kolajen takviyelerinin tablet, kapsül, toz ve sıvı formları bulunmaktadır. Kolajenin daha çok emilebilmesi için hidrolize peptit kolajen içeren türler kullanılmalıdır.
Kolajen ve kolajen peptit arasında yapısal farklar söz konusudur. Kolajenler büyük yapıda bulunur. Bunun aksine peptit kolajen, kolajenin kesilmiş ve daha küçük halidir. Ağızdan takviye olarak aldığımız kolajenler önce mideye ondan sonra bağırsaklara ulaşır. Bağırsakların içinde emilir ve oradan da kana karışır. Emilme sırasında bağırsak yapısındaki küçük hücrelerden geçmesi önemlidir. Kolajen kolay sindirilemediği için bunlar küçük parçalara ayrılır bu parçalara hidrolize peptit denilir.
Kolajenlerimizi İncelemek İçin Tıklayın